Vücudun suya olan ihtiyacı, besine duyduğu ihtiyaçtan çok daha fazladır. İnsan hiçbir gıda yemeden 8 haftaya kadar yaşayabildiği halde su içmeksizin 1 haftadan daha fazla yaşayamaz. Yüzde 55 ile 75’i sudan oluşan vücudumuzdan günde, terleme, solunum benzeri aktivitelerle 2-3 litre su kaybederiz. Suyun yaşamsal önemini ortaya koyan vücuttaki fonksiyonları şöyle sıralanabilir:
Vücutta Su Eksikliği
İnsan vücudu gün boyunca sürekli su kaybeder. Günlük kayıp miktarı ortalama 2.5 litre (200 ml'lik bir su bardağıyla hesaplandığında, 12-13 su bardağı) kadardır. Su kaybının yolları ve miktarı şöyledir:
İdrarla su kaybı 1- 1.5 litre ( 5-7 su bardağı)
Solunumla su kaybı 350 ml (yaklaşık 2 su bardağı)
Terlemeyle su kaybı 0.5-1 litre (3-5 su bardağı)
Dışkı ile su kaybı 180 ml (yaklaşık 1 su bardağı)
Kaybedilen su, diğer içecekler, katı besinler ve besin öğelerinin vücutta yanmasından oluşan su ile yerine konmaya çalışılır. İnsanlar yedikleri katı gıdalardan gün boyunca 3-4 su bardağı kadar su alırlar. Besinlerin vücutta yanması sırasında ise yaklaşık 1 su bardağı kadar su oluşur. Su ve diğer içecekler kalan su ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olurlar. Yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için su kaybının gün içinde mutlaka yeniden yerine konması gerekir.
Su eksikliğinin sinyalleri
Vücut su eksikliği yaşadığını şu sinyallerle işaret eder:
Vücudu Susuz Bırakmamak İçin Şunları Unutmamak Gerekir:
Hastalıklar ve Su
Ateşli Hastalıklar ve Su
İnsan, vücut sıcaklığını 37 C koruyacak pek çok mekanizmaya sahiptir.Ancak ateşli hastalıklarda bu denge bozulur ve sıcaklık yükselir. 40C’ın üzerine çıkarsa enzimler tahrip olur, ölüm ortaya çıkabilir. 38C’ın üzerindeki her 1 C derecelik artış için en az 1-2 bardak daha fazla su içilmelidir. Çünkü vücuttan buharlaşma ile su kaybı artmıştır. Suyun bolca içilmesi ateşin düşürülmesine ve böbreklerden atık maddelerin rahatça atılmasına yardım eder. Bu nedenle ateşli hastalıklarda sık aralıklarla ve sulu yiyecekler yenilmelidir. Su, komposto suları, çorba,meyve suları su ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olurlar. Çocuklar ateşin yan etkilerine daha hassastırlar. Ateşli çocuklarda dehidratasyonun kolayca oluşacağı unutulmamalıdır.
Kanser ve Su
Toplumda tüketilen sıvı miktarı ile kanser görülme sıklığı arasında doğrudan bir bağlantı olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.İsrail’de yapılan bir çalışmada mesane, prostat, böbrek ve testis kanserli hastalar, sağlıklı kontrol bireyleriyle karşılaştırıldığında çok daha az sıvı tükettikleri bulunmuştur. Hawaii’de yapılan bir çalışmada mesane, böbrek ve idrar yolu kanser riskinin sıvı alımı özellikle de su tüketimi ile ters ilişki gösterdiği bulunmuştur. Kadınlarda su tüketimi arttıkça kolon kanseri görülme riski azalmaktadır. Günde 5 bardaktan daha fazla su içen kadınlarda 2 ve daha az su içen kadınlara göre kolon kanseri riskinin yüzde 45 daha düşük olduğu görülmüştür. Suyun göğüs kanseri riski ile de önemli bir ilişkisi bulunmuştur. Su içme alışkanlığı olan kadınlarda göğüs kanseri riskinin daha düşük olduğu belirlenmiştir. Sıvı tüketiminin yetersiz oluşu, hücre içindeki suyun azalmasına yol açtığından kanser etkisi yapabilecekmaddelerin hücrelerden uzaklaştırılmasının zorlaşacağına dikkat çekilmektedir.
Malnütrisyon /Beslenme Bozukluğu
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık problemidir.Yeterli besin bulamama, yanlış besin seçimi vücudun enfeksiyon durumunda besin öğelerinin yeterli emilememesi ve vücutta kullanılamaması malnütrisyona neden olur. Malnütrisyon hastalanma ve erken ölüm riskini artırır. Gelişmekte olan ülkelerde 5 yaş altı çocukların yaklaşık yarısının ölümünde rol oynar.Beslenme durumu bozulmuş olan kişilerin enfeksiyon hastalıklarıyla karşı karşıya kalmasının en önemli nedenlerinden biri sağlıksız içme sularıdır. Malnütrisyon durumunda aşırı zayıflık, kas ve organ dokularında ileri derecede kayıp söz konusudur. İshalden şikayet edenlerde besin kaynakları yeterli sağlansa dahi bu besinler yeterince kana karışamadığından sekonder beslenme bozukluğu ortaya çıkar. Bunun sonucunda ortaya çıkan malnütrisyon bağışıklık sistemini zayıflattığından diğer enfeksiyon hastalığının şiddeti artar ve diğer enfeksiyon etmenlerinin vücuda yerleşmesi kolaylaşır. Savaşlar ve doğal afetler altyapı sistemlerini bozduğundan, bu dönemler güvenli suyun daha da önem kazandığı dönemlerdir.Malnütrisyonun önlenmesinde su temizliği ve hijyen çok önemlidir.
Telif Hakkı © 2020 Æ - Tüm Hakları Saklıdır.
Æ